.

Basına ve Kamuoyuna

SAĞLIKTA ŞİDDET DURSUN!

Halkın sağlığı ve yaşamı için durmaksızın emek veren sağlık emekçilerine yönelen şiddeti kınıyoruz! Yıllardır giderek dozunu arttıran ve şiddete varan tepki; sağlık sisteminin çarpıklığından, sorunlarından, çalışma koşullarının olumsuzluğundan kaynaklanmaktadır. Bu tepkinin muhatabı biz hekimler değil, bir yandan sağlık sistemini sorunlar yumağı haline getiren öte yandan şiddet ve nefret dilini kullanarak sağlık çalışanlarını değersizleştiren ve halk nezdinde itibarsızlaştıran yöneticilerdir. Artık olağanlaştırılmak istenen, normal gibi gösterilmeye çalışılan sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin mutlaka önü alınmalıdır. Sağlık Bakanlığı her gün en az 31 sağlık çalışanının sözel veya fiziksel şiddete uğradığını açıklamaktadır. Bu sayı hız kesmeden artmaya devam etmektedir. Bu artışa rağmen sağlık çalışanları hedef gösterilmeye devam edilmekte, sorunun çözümüne yönelik herhangi bir çaba gözlenmemektedir. Sağlık çalışanlarının ve sağlık kurumlarının çalışma koşullarına ne kadar ciddiyetsiz yaklaşıldığı, acil servisler ile ilgili yapılan talihsiz açıklamada gösterilmiştir. Acil servislerdeki yoğun çalışma koşullarını, sağlıkta dönüşüm ile birlikte acil servislere acil olmayan başvuruların çokluğunu, giderek artan sağlık harcamaları nedeniyle halkın neden acil servislere yığıldığını ve bu koşullarda çalışanların uğradığı şiddeti görmeden, acil servisleri evlendirme merkezi gibi gören bu zihniyetin karşısındayız.

            12 Temmuz 2016 tarihinde, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezinde Üroloji Asistan Hekimi arkadaşımız Dr. Şeyhmus Aras, görevi başında iken polikliniğe başvuran bir hasta tarafından darp edildi. Hekim arkadaşımızın bu darp sebebiyle burun kemiği kırıldı ve tedavi altına alındı. Şiddete uğramış olan hekim arkadaşımızın yanındayız ve hukuki olarak sonuna kadar destek olacağız.

Sağlık sistemindeki sorunların kaynağı hekimler ve sağlık çalışanları değil, bizzat uygulanan sağlık politikalarıdır. Hekime ve sağlık emekçilerine uygulanan şiddet sorunların çözümünü sağlamaz, aksine sağlık çalışanlarının güvensiz bir ortamda çalışıyor olma duygusu ile giderek içinden çıkılmaz bir hâl alır. Şiddet bulunduğu ortamdaki tüm sesleri ve duyguları bastırır, duyulmaz hale getirir. Sağlıkta şiddetin ülkemizde yaygınlaşan ve olağanlaştırılmak istenen şiddet ortamından bağımsız olduğu düşünülemez. Ve insan yalnızca bedensel değil, aynı zamanda ruhsal ve sosyal iyilik hali varsa sağlıklıdır. Bu nedenle buradan bir kez daha yöneticilere sesleniyoruz: Hekimleri ve sağlık çalışanlarını hedef haline getiren sağlık politikalarına son verin ve çalışma koşullarını bir an önce iyileştirin. Şiddetin sağırlığı ve dilsizliğini değil, barışın sesini ve dilini konuşun. Yine halkımıza sesleniyoruz; sağlık sistemindeki sorunlar sizleri yaşama bağlayabilmek ve sağlığınızı daha iyiye götürebilmek için düşünen kafalarımıza, saatler süren ameliyatlarda yorulan ellerimize ve uykusuz geçen nöbetlerde yıpranan bedenlerimize vurarak, darp ederek düzelmez. Sağlıkta şiddet sadece bireysel bir sorun olarak görülemez, şiddet tüm toplumu etkileyen bir olgudur. Halkımızın, kendilerine sağlık hizmeti veren biz sağlık emekçilerine yönelik şiddeti körükleyen bu sağlık sistemine ve bizlere uzanan ellere karşı bizimle birlikte, bizlerin yanında durarak ARTIK YETER demesini bekliyoruz.

Bizler hekimler ve sağlık emekçileri olarak her zaman şiddete karşı duracağımızı ve buna karşı mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz...

 

VAN-HAKKARİ TABİP ODASI

SES VAN ŞUBESİ