Basına Ve Kamuoyuna

BASINA VE KAMUOYUNA

 

 

İçişleri Bakanlığı tarafından 19.08.2019 tarihinde Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Av. Bedia ÖZGÖÇKE ERTAN, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Dr. Adnan Selçuk MIZRAKLI, Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet TÜRK, haklarında devam eden soruşturma ve kovuşturmalar gerekçe gösterilerek görevlerinden alınarak, yerlerine kayyum atanmıştır. Karara dayanak olarak Anayasa’nın 127. maddesi ile 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun OHAL KHK’sı ile değiştirilen 45. maddesi ile 47. maddesi gösterilmiştir.

 

Kayyum kararı seçmenin tercihine, halkın iradesine, sandığa, demokrasiye karşı açıkça yapılmış bir DARBEDİR.

 

Seçimden önce hakkında var olan soruşturma ve kovuşturma dosyaları gerekçe gösterilerek bir Belediye Başkanı görevden alınamaz. Kanun, terör örgütlerine yardım ve yataklık yapılması durumunda görevden uzaklaştırmayı hüküm altına almıştır. Ancak hiçbir başkan ile ilgili olarak böylesi bir tespiti içeren Sayıştay denetim raporu olmadığı gibi böylesi bir iddia dahi yoktur. Öte yandan, Anayasaya göre “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.”Fakat bu anayasal hüküm ihlal edilerek, atanmış bakan tarafından 31 Mart yerel seçimlerinden önceki“seçilirlerse kayyum atarız” söylemi hayata geçirilmiştir. Demokrasi açısından korkunç olarak ifade edebileceğimiz bu söylemleri hatırladığımızda, kayyum kararının gerekçesinin hukuki değil siyasi olduğu da açıkça görülmektedir.

 

Halk iradesi, bir kişinin veya partinin isteğine göre yeniden dizayn edilemeyecek kadar kutsal ve dokunulmazdır. Halk, ancak ve ancak yeniden göstereceği irade ile kendi kararını değiştirebilir. Bu da seçim yoluyla yapılır. Ve seçimler, bir kesimin menfaati veya çıkarı için yapılmaz. Halkın iradesi son 3 yıl içerisinde ikinci kez gasp edilerek, demokrasi tarihimizin utanç tablosunun en başına yerleşmiş ve yerini pekiştirmiştir.

 

Daha önce de halkın iradesi gasp edildiğinde, vahim sonuçlar ortaya çıktığını müşahade etmiştik: Seçim sonrasında Belediye Başkanlarının yapmış oldukları açıklamalarda, belediyelerin altından kalkamayacağı bir borç bırakılmıştı. Kadın Sığınma Evi, Kadın Dayanıma Merkezi, Kadın Birimleri, Kültür Merkezleri kapatılmıştı. Belediyelerde hizmet üreten kalifiyeli mühendis mimar, şehir plancıları, tekniker, personel, işçi ve emekçileri ihraç edilmiş, belediye hizmet üretemez hale getirilmişti. Belediyelerin taşınmazları peşkeş çekilmiş, yüzlerce taşınır seçimden hemen önce de hibe edilmişti. Yerinden yönetim anlayışı rafa kaldırılmış, meclis üyeleri dahi toplantı yapamamış ve tek bir karar alamamışlardır. Kayyum atama ile hem halkın iradesi ipotek altına alınmakta hem de halkın hizmet alması ortadan kaldırılmaktadır.

Ohal KHK’ları ile elde edilen güçle hareket eden siyasi iktidar, yargı dahil devletin tüm kurumlarını tahakkümü altına almıştır. Alınan kararlar keyfi olup kamu yararı ile hiçbir ilgisi yoktur. Dehşet verici olan ise bu kararları denetleyecek bağımsız ve tarafsız bir yargının olmayışıdır. İktidar denetlenebilir olmaktan çıktığı anda kanunsuz uygulamaların başlaması da kaçınılmazdır. İşte İçişleri Bakanlığının bu kararı da böylesi kanunsuz bir karardır. Oysa ki halen yürürlükte olan Anayasaya göre bir hukuk devletiyiz fakat alınan kanunsuz kararlar Anayasaya açıkça aykırıdır. Yanı sıra seçmen iradesine müdahale etmek anayasal suç olarak düzenlenmiştir. Anayasal suç işleyenlere karşı Anayasaya sadık, kanunları herkese eşit şekilde uygulayan Cumhuriyet savcılarını derhal göreve çağırıyoruz. Ancak harekete geçecek savcıya da hakime de aynı gün kayyum atayacaklarının bilincindeyiz. Böylesi bir sistem sürdürülemez. Fiili olarak devam eden OHAL’den dönüş yapılmalı ve yasalaştırılan OHAL KHK’leri iptal edilmelidir. Derhal demokrasiye ve hukuka dönüş yapılmalıdır. Demokrasi rayından çıkan sistem, ivedilikle hukuk devleti zeminine tekrar oturtulmalıdır. “Darbe” kararları kaldırılarak, Belediye Başkanları derhal görevlerine iade edilmelidir.

 

Siyasal iktidar, 19 Ağustos tarihinde DARBE yaparak, seçmen iradesinin yalnızca kendisi için geçerli olduğunu beyan etmiştir. Bu darbe yalnızca Van, Mardin ve Diyarbakır’a değil tüm Türkiye’ye yapılmıştır. Demokrasiye karşı yapılan bu darbenin karşısında duracağımızı ve sonuna kadar mücadele edeceğimizi açıkça ifade ediyor ve tüm Türkiye’nin bu darbeye karşı tepki göstermesini istiyoruz.

 

Saygılarımızla…

 

VAN BAROSU

HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİ VAN İL BAŞKANLIĞI

CUMHURİYET HALK PARTİSİ VAN İL BAŞKANLIĞI

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ VAN ŞUBESİ

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI VAN İL TEMSİLCİLİĞİ

TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ VAN-HAKKÂRİ TABİP ODASI

VAN-AĞRI-HAKKÂRİ SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

VAN ŞOFÖRLER VE OTOMOBİLCİLER ESNAF ODASI BAŞKANLIĞI

TMMOB VAN İL KOORDİNASYON KURULU

VAN GİRİŞİMCİ İŞ İNSANLARI DERNEĞİ

VAN ÇEVRE DERNEĞİ

TEVGERA JÎNÊN AZAD

TÜRKİYE SEYAHAT ACENTALARI BİRLİĞİ

KESK ŞUBELER PLATFORMU

EĞİTİM-SEN VAN ŞUBESİ

SES VAN ŞUBESİ

BES VAN ŞUBESİ

TARIM ORKAM SEN VAN ŞUBESİ

YAPI YOL SEN VAN ŞUBESİ

TÜM-BEL SEN VAN ŞUBESİ

HABER SEN VAN ŞUBESİ

BTS VAN İL TEMSİLCİLİĞİ

ESM VAN İL TEMSİLCİLİĞİ

DİVES VAN İL TEMSİLCİLİĞİ

KÜLTÜR SANAT SEN VAN İL TEMSİLCİLİĞİ

DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU